-
  Yataganbaba-Baris Manço Dernegi Tartismasi
 




Yatağanbaba İfade Verdi                                                 :

BARIŞ MANÇO DA MI ERGENEKONCU
(Kitabı Yazdığım Güne Lânet Olsun!)
http://tarimdenizli.blogcu.com/95-bulten-baris-manco-da-mi-ergenekoncu-5-baski_38649391.html 






YATAĞANBABA YAYIN & DAĞITIM 16.08.2008 - HABER NO:2338/35                   
H.ERGÜN: Kesinlikle Yatağanbaba'nın Tarafında Değilim!

hakan_erun_kopie.jpg    Hakan Ergün isimli şarkıcımızdan gelen e-mektubu yayınlamıştık. Ergün ikinci defa e-mektup yazdı. E-mektubunda şunları yazıyor:
     Söylediklerimi Siz Çok Yanlış Anlamışsınız.Ben Kesinlikle Sizin Tarafınızda Olduğumu Belirtmedim.ben Kendi Adıma Konuşmam Gerekirse Barış MANÇO Şarkılarını Seslendirmekten büyük bir zevk duyduğumu belirtmek isterim.kimin ne yapip yapmadığı beni hiç alakadar etmez insanların savaşı kendinedir ve ben barıştan yanayım.ki bende barış manço eserlerini seslendirirken hiç bir ticari kazancım yoktur bunu hem manço ailesi hemde dernek sorumluları bilmektedir.saygılarımla hakan ergün.
0535 823 54 61 sizden ricam siteden haberimi kaldırırsanız mutlu olurum.benu bu polemikler içerisine dahil etmeyin ve
barış manço'nunda isminide kullanmayın.

YATAĞANBABA'NIN CEVABI: 
    
Yatağanbaba sizi "yanlış" anlamamış, siz okuduğunuz yazıyı "anlamamışsınız"... Yatağanbaba o yazıda "Hakan Ergün benden yana" demiyor, "Hakan Ergün beni nasıl anlayabilir" diye soruyor. Yazının sonunda ise "bu yazıyı gönül almak için yazdığınızı biliyorum" diyor. Bu yazının anlamı "benim tarafımdasınız" demek midir? E-mektubu hoşuma gittiği için yayınladım, "yazı ile" gönül almak için de olsa "sizi anlıyorum" diyordunuz. Size "tarafsınız" diyen yok! Hadi sizinkisi neyse ne de, Karaduman adlı kişi "resmi sıfatıyla" onları yazınca iş değişir! O olay tam bir rezalet! Hazır "ne dediğini anlamamak / ne yazdığını anlamamak"tan konu açılmışken, Karaduman'ın Barış Manço Derneği Sorumlusu kimliğiyle yazdığı o "iki cümlelik" yazı ortadadır. Siz hiç "böyle bir Türkçe" gördünüz mü? Ne yazıyordu Karaduman?: 
     Bu kişi böyle bir kitap yapıyorsa önce bir hatra binaen aramadı sormalı, belirli kişilere birer kitap yollamalı , okumadım çünkü yazar ile bir kez telefonda görüştüm sıcak bulmadım. 
     "Bu kişi" ne demek? Karaduman Yatağanbaba'nın "asker arkadaşı" mı? "Kitap yapıyorsa" ne demek? Pasta mı kurabiye mi bu?! "Kağıt ve kalem icad olalı beri" siz hiç böyle bir şey duydunuz mu? Kitap "yapılmaz", kitap "yazılır", kitap "okunur", kitap "basılır", kitap "yayınlanır"... "Kitap yapmak" ne demek? Bir de "...aramadı sormalı, belirli kişilere birer kitap yollamalı..." Bu nedir bu bu? "Özlem", "yüklem", "zamir", "noktalama işaretleri" toptan gebermiş! Ruhlarına fatiha! Bu nasıl bir Türkçe'dir. Cümlenin gelişi nasıldır, bitişi nasıl?... Bir de -dilimizi yeni öğrenen yabancıların seviyesindeki Türkçesi'ne bakmadan- "Şair" ve "Yazar" diye kendisini tanıtıyor! Nah şuraya yazıyorum, Almanya'da doğup-büyümüş Türkler bile Türkçe'yi bu kadar rezil etmiyor! Onlar Türkçe'yi "şairim", "yazarım" diye geçinenlerin pek çoğundan daha düzgün yazıyor ve konuşuyor. 
     "Kitap yapıyorsa" ha, Allah'ım sen aklımı koru! Bu iki satır ve iki cümlelik yazıyı yazmaktan aciz bir adamı, bir de "Dernek Şehir Sorumlusu" atarlarsa, işte böyle hem dernek logosu ve imzası kullanır hem de "şahsi görüşüm" der... Özet: Yatağanbaba kimseyi yanlış anlamıyor, otursa sevgilisine mektup bile yazmaktan aciz / bilgisiz takımı, "ne yazdığını bilmiyor", "Türkçeyi kullanamıyor / yazamıyor / okuyamıyor"... Bütün mesele budur! İşi buraya getiren de budur. 
     Üstelik burada bir "polemik" de yoktur! "Ne yazdığını bilmeyen bir takım karanlık odakların" attığı çamur ve sonrasında masum ayağına yatıp mahkemeyi de kandırma girişimi vardır.
     Bu "Barış Manço'nun adını kullanmak" meselesine gelince, Yatağanbaba "Yatağanbaba Yayınları"nın adını kullanıyor. Çamuru atansa "Barış Manço'nun adını taşıyan derneğin adını" kullanıyor... Yani birileri Barış Manço'yu kullanıyorsa "o kullananlar 'resmi olarak' da bellidir"...
 Benim Barış Manço ile ilişkim "hayranı olmak"tan ibarettir. Bilgisayarımdaki 30'un üstündeki kitap dosyasından sadece 3 tanesi Barış Manço ile ilgilidir. Yani en azı... Gerisi "Din" ve "Siyaset"tir... Benim Barış Manço ile "ticari anlamda" ilişkim bu seviyededir. Kırk yılda bir ilham gelirse felsefesi ile ilgili kitap yazmak. Yani bunda "ticari menfaat" nerdedir. Keşke ilham gelse de her sene bir Barış Manço kitabı yazabilsem ama bu mümkün görünmüyor. "Eski magazin dergilerinden derleyip kitap olarak yayınlamak" veya "hatıralarını yazmak" yerine "fikir işçiliği"ni göze alıp kitap yazınca sayı az oluyor. Yani şimdi ben de sizi "siz Barış Manço kitabı yazmamışsınız ama onun şarkılarını söyleyerek Barış Manço hayranları arasında adınızı duyurmuşsunuz ve bu şekilde dolaylı yoldan ticari kazanç sağlamışsınız, bu sayede konser teklifleri alıyorsunuz" falan diye mi suçlayayım? Olur mu böyle şey? "Ticari menfaat"e alet edenler, Emre Plak'tan çıkan "Mançoloji" hariç, vefat ettiğinde 10'un üstündeki o toplama Barış Manço kasetlerini çıkaran plakçılardır. Benim onun felsefesini anlatan kitap yazmam sizinse onun şarkılarını söylemeniz "ticari menfaat"e girmez. Niye "ben Barış Manço şarkıları söyleyerek ticari kazanç sağlamıyorum" deme gereği duydunuz anlamadım! Ben size öyle bir şey mi dedim? Bu "savunmaya geçmek" niye? 
     Ben o kitabımı "neden" yazdığımı, "Ekmeğimizi de Gözyaşımızı da"  (
http://ekmekvegozyası.tr.gg ) adlı kitabımda anlattım. 
     Bu İzmir Yel Dergisi'nin adı geçen kitabım ve Barış Manço konusunda benimle yaptığı röportajın üçüncü sorusuna verdiğim cevaptan da okunabilir. 
http://www.turklider.org/TR/EditModule.aspx?tabid=1&mid=6050&ItemID=6299&itemindex=0
 

YATAĞANBABA YAYIN & DAĞITIM 16.08.2008 - HABER NO:2338/35                   
YHA: Çöpteki Kitapları Çocuklara Tavsiye Edecekmiş!

bmderne_i_karbon_ka__d_.jpg    Karaduman Yatağanbaba'yı mahkemeye verdikten sonra "dansözlüğün sınırlarını zorlayan" biçimde kıvırmaya başladı. 

> KARADUMAN: YATAĞANBABA'NIN KİTABINI İKİ SAYFA OKUYAN ELİNDEN ATIYOR! 
     Davayı açmadan önce "senin gibi her önüne gelen Barış Manço kitabı yazıyor", "yazdığın kitabın iki sayfasını çeviren elinden atıyor", "kitapların falan şehirde kolide duruyor yakında çöpe atılacak" diye, Yatağanbaba sanki porno kitabı veya PKK kitabı yazmış gibi saldıran Karaduman, davayı açtıktan sonra kitabı yere-göğe koyamadı!

> KARADUMAN: YATAĞANBABA'NIN KİTABINI ÇOCUKLARA TAVSİYE EDEBİLİRDİM!
     O kadar ileri gitti ki, "daha bu eğitim sezonunda Liseli öğrenciler dönem ödevi konularının Barış Manço olması sebebi ile bana gelip kaynak istediler örneğin o sırada kitabınız olsa idi verebilirdim, yada tavsiye edebilirdim" diye yazdı. 
     Hakime "bakın ben ne kadar iyi niyetliyim ayağına yatmak için" kıvırıyor da kıvırıyor. Aman ha, sakın Yatağanbaba'nın kitabını o çocuklara tavsiye mavsiye etmeyesin, çocuklar zehirlenir-mehirlenir, ne de olsa kolideymiş ve çöpe atılacakmış, kokmuştur zaten o kitaplar. Karaduman'dan "tavsiye" değil, "ağzından çıkanlar"ın arkasında durmasını bekliyoruz.

YATAĞANBABA YAYIN & DAĞITIM 16.08.2008 - HABER NO:2337/34                   
YHA: Karaduman'dan Oryantal Şov! 

bmderne_i_karbon_ka__d_.jpg     Karaduman olayında beklenen oldu. Karaduman Yatağanbaba'yı dava ederken, "şeytani bir manevra" yaparak, "bu tartışmanın başlamasına sebep olan rezaleti / kanıtı" YOK ETTİ! 

> AÇIKLAMA DERNEK LOGOSU ve ÜNVANIYLA, YANİ "DERNEK ADINA" YAPILDI!
     Karaduman adlı kişi, Uzuuun bir adı olan Barış Manço Derneği'nin "logosu" ve bu dernekte "görevi / sıfatı" ile Yatağanbaba'nın kitabının reklamının yapıldığı siteye yazı yazmış ve Yatağanbaba'yı karalamıştı. İnternette hergün onlarca aleyhinde yazı gören ve bunları önemsemeyen / cevap bile vermeyen Yatağanbaba, "bir kurum imzasıyla" yayınlanan bu yazıyı elbette önemsedi ve hakkında söylenenleri söyleyene aynen iade etti. 

> KARADUMAN'IN "ŞAHSI GÖRÜŞÜ"NÜ YATAĞANBABA TINLAMAZDI BİLE!
     Kıymeti kendinden menkul Karaduman adlı bu kişi, işi "kurum açıklaması"ndan çıkarıp "kendi açıklaması"ymış gibi mahkemeye sundu. Mahkemeyi yanıltmaya yönelik bu sahtekârlık, işte ancak böyle Serdar Ortaç'ın şarkısında söylediği gibi piyasadaki ve internetteki "binlerce dansözler"e mahsustur. Be hey zavallı Karaduman, "şahsi imzanızla" böyle bir yazı yazsanız Yatağanbaba tenezzül edip de size cevap verir mi? 
     O kadar "uyanık" ki, yazı / açıklama ilk yayınlandığında dernek logosu ile beraber "sadece bir tane, o da Barış Manço Derneği'ndeki (İstanbul Sorumlusu) imzasıyla" yazıyı yayınlarken, "dansözlük damarı" tuttuktan sonra hem logoyu değiştirmiş, hem de o işi sulandırmak / velveleye vermek / arada kaynatmak için dernekteki görevinden başka diğer bütün künyasini de yazmış! 
     Sen daha dur, bu "dansözlüklerin"le kurtulamayacaksın, senin attığın bu çamur karşısında ezilişini / "köçek gibi" oynadığın günleri de göreceğiz! Yatağanbaba karşısında "adam" ister "adam"... "Dansöz gibi kıvıttıran" / sahtekârlığa başvuran istemez. Yatağanbaba mahkeme sonunda para cezası da alsa, hapis cezası da alsa, beraat da etse, tükürdüğünü yalamaz! Yalayan yalayıcılara ise afiyet olsun! 

> SÜREKLİ TAHRİK EDİYOR!
     Bakalım "mahkemeyi kandırmaya yönelik bu sahtekârlığını" da attığın bütün çamurları görmezlikten gelip "hakim bey Yatağanbaba bana hakaret etti ıngaaaa" diye salya-sümük ağlayıp rol keserken yutturabilecek misin? 
     O kadar sinsi ve o kadar tahrik edici davranıyor ki, attığı çamurun altında ezildiğinden üçbuçuk atarken "uyanıklık yapıp" o logoyu değiştirirken "ben adama böyle laf sokarım / ben adamı böyle iğnelerim" der gibi "şırınga" logosu koymuş! Şimdi gene bütün masumiyetiyle "ben Barış Manço Derneği zarar görmesin diye değiştirdim" diyecektir. 
     Yandan, 60-70-80-90... "Tövbekâr olmuş dansözler" bile bu kadar ustalıkla kıvıttıramıyor! "Dernek logosu ve sıfatıyla" açıklama yap, sonra da mahkemeye işi "şahsi tartışma" diye sun! (Not: Bu "logo" ve "ünvan" değişikliğini / sahtekârlığını Karaduman değil de plaknet yönetimi yaptıysa, yukarıda yazdıklarımın tamamı onlaradır.)


YATAĞANBABA YAYIN & DAĞITIM 13.08.2008 - HABER NO:2333/30                    
HAKAN ERGÜN: Yatağanbaba'yı Çok İyi Anlıyorum!

hakan_erun_kopie.jpg     Aşağıda detaylarını verdiğimiz, bir Barış Manço Derneği'nin İstanbul Sorumlusu olduğunu söyleyen Karaduman adlı kişinin internet üzerinden Yatağanbaba'yı karalaması, sanat çevresinden de yankı buluyor. (Kusura bakmasın) Yatağanbaba'nın tanımadığı fakat verdiği site adresine bakıldığında müzisyen olduğu anlaşılan Sayın Hakan Ergün'den gelen e-posta şöyle:
     Öncelikle sizi çok iyi anlıyorum. -Konuya girmek pek tarzım degil ama- bana kalırsa ne Gökan bey ne de başkaları için kimseyle kötü olmayın. Bugün varız yarın yokuz, "herkes yaptığıyla kalsın!" Önemli olan Barış Abi için yaptıklarımız. Umarım ki sizleri kimse engellemiyo bu konuda... Yaşınıza saygım var, kusurum varsa lütfen bagışlayın beni... Sevigilerimle  www.hakanergun.net  Çalışmalarınızda başarılar dilerim... 

YATAĞANBABA'NIN CEVABI:
Hakan Ergün beni nasıl "çok iyi anlıyor" anlamadım!!! Yoksa bu zulmü Hakan Ergün de mi gördü? O da mı Karaduman'dan ve / veya o dernekten icazet alıp da müzik yapıyor? "Hatır-gönül ayağı"yla çalışmaları / Barış Manço hakkındaki faaliyetleri hakkında bilgi / rapor mu veriyor? Vermedi miydi benim maruz kaldığım gibi "Barış Manço'nun ticaretini yapıyor", "hayvan", "aşşağılık", "utanmaz", "terbiyesiz", "sen kimsin Barış Manço kitabı yazacak" diye küfür yiyor / hakaret mi işitiyor? 
     Hakan Ergün nasıl anlayabilir ki beni? Karaduman beni öyle bir hale getirdi ki, bilmeyen beni Sevil Demir sanacak! Ateş düştüğü yeri yakıyor Hakan Bey, siz benim içine itildiğim durumu anlayamazsınız... 
     Diyorsunuz ki "önemli olan Barış Manço için yaptıklarımız, sizi bu konuda engelleyen yoktur sanırım..." Yapmayın Hakan Bey, "bir kitabı falanca kişiye veya falanca derneğe göndermediniz" diye, şu iki gündür maruz kaldıklarımdan sonra "hangi akılla ve cesaretle" bundan böyle Barış Manço için bir iş yapmaya cesaret edebilirim? Ben iki yıldır üstünde çalıştığımız "Dağı Aşan Deve: Barış Manço" kitabımı bile yayınlayıp-yayınlamamakta teredütte düştüm... 
     Şu iki günde gördüğüm zulüm / baskı Komünist Stalin Rusyası'nda bile yoktur. Burası Türkiye Cumhuriyeti değil mi? Kanunlarda bir kitap çıktığında Cumhuriyet Savcılığı'na ve Emniyet'e verilmesi öngörülmüş. Biz de o kitapları vermiş miyiz buralara vermişiz! O kadar! Derneğe veya falancalara kitap göndermekle bizim ne işimiz olur? Biz Lale Hanım'ı veya Ablası İnci Hanım'ı yolda görsek, yaşlarına göre tokalaşır veya ellerini öper çeker gideriz, ilişkimiz bundan ibarettir. "Akrabalarıyla" bizim ne işimiz olur? Ortadaki eser "profesyonel" bir çalışmadır. Akademik bir disiplinle yazılmıştır. O bakımdan da o işe gönüllü bakan Hurşit Çakır, kitabı Bahadır Akkuzu'ya ve Taner Öngür'e göndermiştir. 
     Yani Hakan Bey, siz bırakın bunları... EĞER KARADUMAN ABİMİZ SİZE TELEFON FALAN AÇARSA, derhal ayağa kalkın, ceketinizi düğmeleyin ve telefonda gayet kibar, sıcak bir ses tonuyla "buyrun Karaduman Bey emredin" deyin, ters bir anına falan gelir de soğuk davranırsan canına okur, o çaldığın gitarı kafanda parçalar... Hele hele Barış Manço ile ilgili bir şeyler söylüyorsan sahnende, hangi şarkısını hangi notadan söyleyeceksin, mikrofonu hangi elinde tutacaksın, kulağını ne zaman kaşıyacaksın bunlar hakkında -hatra binaen- bilgi vermeyi ihmal etmeyisin. Sonra sen işi de sağlama bağla, oradaki arzedişin bitince Hacıömeroğlu'nun derneğine, sonra da kimin başkanı olduğun bilmediğim diğer Barış Manço derneğine, sonra da Belçika'daki Sayın Savaş Manço'nun başkanı oluduğu derneğe de "naüda binaen" tekmil ver, neme lazım onlar da "Karaduman'ınki dernek de bizimki değil mi" diye ortalığı velveleye verebilirler... O sırada Uşak'da, Kayseri'de, Sinop'da da Barış Manço dernekleri kurulursa onlara bilgi veresin, hani zorla değil "hatra binaen"... Sonra da bunların tamamı "afferin" derse çık sahneye "Barış Manço Şarkıları" söyle... 
     Eğer ki Karaduman'ın o adını açıklamadığı "belli kişiler" her kimse, onlardan bu icazetleri almadıysan yani kılıfına uydurulmuş ifadesiyle "hatra binaen bilgi vermediysen", çok üzgünüm şu dakika itibariyle "sanat yaşamın bitmiş" bulunuyor. 
    
Karaduman anandan doğduğuna -beni ettiği gibi- seni de pişman edecek. 
     Hatta mahkemeye vermekle de tehdit edip "ben sadece fikrimi söyledim, o bana hakaret etti" masumiyetyle, yıllarca mahkeme mahkeme süründürecek. Yapar mı yapar! 
     Özetle Hakan Bey, biz hayatı kaymış insanlarız. Karaduman aynı zamanda "Organizatör", etrafı da geniştir, diğer organizatörlere "Hakan Ergün'ü sahneye çıkartmayın" deyiverse bittin sen! Ben yılbaşına doğru İstanbul'a geleceğim, sen gitarını al beraber Selimiye Camisi'ne gidelim, Cuma çıkışları sen gitar çal ben de mendil açayım üç-beş kuruş bir şeyler toplarız. Vaktinde düşünecektik bütün bunları, "hatra binaen" hala adını bilemediğimiz "belli kişiler"e kitaplarımızı gönderecek ve telefonda bu beyefendiye "tamam efendim, evet efendim, haklısınız efendim, varolun efendim" diye "sıcak" davranacaktık. 
     Yani bırakın Hakan Bey Barış Manço için bir şeyler yapmayı, ben Barış Manço'nun B'sinden bile tırstım. Bu şoku ne zaman atlatırım bilmiyorum. Sizin cesaretiniz varsa buyrun yapın. Allah kolaylık ve sabır versin... 
     Sizi tanımadığım / dinlemediğim için özür diliyorum, gücenmeyin, sitenizi detaylıca inceleyeceğim. İstanbul'a geldiğimde programımız uyuşursa Kadıköy'deki Barış Manço Kültür Merkezi'nin Kafesi'nde buluşup-tanışmak dileğiyle, Denizli'den selâm ve sevgiler. 
     "Sizi çok iyi anlıyorum" sözünüze yaptığım espiriyi de hoşgörün... Son olarak sormadan edemeyeceğim, Karaduman Bey'in "belli kişiler" dediği "liste"de siz de var mısınız? Eğer varsanız Hurşit Çakır'dan rica edelim hemen kitabı göndersin size. Belki "hafifletici sebep" sayılır da ordan yırtarız. ( "Hurşit Çakır" dedim de, o zaten "hepten" yanmış! Adamın 24 saati Barış Manço. Sitesi de, reperatuarı da, konuşma biçimi de, dünyaya bakışı da, beste tarzı da Barış Manço. Memurluktan yeni emekli oldu, şimdiki bütün hayali şu dünyaya Barış Manço tarzında / felsefesinde bir albüm bırakmak idi ve ona çalışıyordu, 53 yaşından sonra, Karadumanlar'dan -belki de-Hacıömeroğlu'ndan "hatra binaen" izin alacak, pardron öyle değildi bu derneklere "bilgi verecek"... "Yazılı" mı verilecek bu bilgi "sözlü" mü orası aylakta!)
     Hakan Ergün Bey... Mektubunda yazdıklarına tekrar teşekkür ediyorum, Barış Manço'nun adının geçtiği bir konuda -hazır siz benim 37 yaşıma atıf yapmışken- benim küçüğümün küçüğü kardeşim yaşındaki ve elinde "belli kişiler" listesi ile dolaşan "Dernek Sorumlusu" hazretlerinden 37 yılda yediğimiz küfürlerin tamamından fazlasını iki günde yemişken, daha önce hiç tanışmamış olduğumuz halde "bu yaşlı biridir, bari gönlünü alalım" inceliğiyle bana yazdığınız bu mektup, çölde vaha gibi oldu / ilaç gibi geldi. Geldi gelmesine de eğer varsa Karaduman'la bir ilişkiniz, -ki sitede beraber fotoğrafınız var- bu mektubunuz yüzünden aranızın açılmasını istemem. 
     Allah yolunu açık etsin Hakan Ergün. Müzik yaşamında başarılar diliyorum, dinleyicilerine de vefa...


YATAĞANBABA YAYIN & DAĞITIM 13.08.2008 - HABER NO:2332/29                   
YHA: Yatağanbaba Çoluk-Çocuğun Maskarası Oldu!

plaknet.jpg   Aşağıda serüvenini yazdığımız / okuyabileceğiniz Yatağanbaba hakkında başlatılan "karalama kampanyası" kafayı yedi!!! 

> KARADUMAN: YATAĞANBABA TERBİYESİZ ve AŞŞAĞILIK!

     Yatağanbaba, Karaduman adlı kişinin internette ve e-posta'da yazdığı "sen böyle bir kitap yazarsın da nasıl bize haber vermezsin", "senin gibi her önüne gelen Barış Manço kitabı yazıyor", "yazdığın Barış Manço kitabının iki sayfasını çeviren elinden atıyor", "kitapların Edirne Keşan İlçesi'nde Nadi Yarar'ın kolisinde duruyor, yakında çöpe atılacak", "sen Barış Manço'nun ticaretini yapıyorsun", "sanden kazanacağım paralarla Hayvanları Koruyacağım" ve de Yatağanbaba'ya açtığı telefonda, Yatağanbaba'nın "seninle konuşmak istemiyorum" demesine rağmen iki gündür yukarıda özetlediğimiz hakaretleri bilmiyormuş gibi "ben sana ne hakarette bulundum" diye sorunca, Yatağanbaba'nın "sen iyi biliyorsun nasıl hakaretler ettiğini" demesi üzerine Yatağanbaba'ya sesini de yükselterek "terbiyesizsin, aşşağılıksın, utanmazsın" deyince, Yatağanbaba telefonu kapattı. Çünkü devamında belli ki "ana-avrat sövecek" ve ortaya kan dökülecek. Yatağanbaba telefonunu kapatmasına rağmen ardı ardına 3-4 defa daha çaldırarak gece boyunca Karaduman'ın tacizine uğrayan Yatağanbaba, aynı Barış Manço sitesinde bu defa da "hem de özel olarak açılan bir başlıkla" karalanıyor. Açılan sayfada yazdıkları şu: 
     Arkadaşlar Gökhan Karaduman'ı hepimiz tanıyor, biliyoruz tüm Barış Severler'e eşit mesafede olan bir insan olduğunu bilmeyenimiz yok.Onun gibi bir barış manço aşığına yapmadığı halde nasıl böyle şeylerle suçlanır?
     Murat Yatağanbaba'nın Gökhan Karaduman'a yaptığı hakaretlerden dolayı kınıyoruz. 
     İşte böyle... Atalarımız "çoluk-çocuğun maskarası olmak" diye herhalde buna diyorlar.
     Site yöneticileri bu sayfayı kilitledi. Ne fayda? O "forum" adlı "internetin dedikodu çöplüğü"nü komple kaldırıp atmadıkça, işte böyle atacaklar çamuru çamurluklarının icabı, izi kalacak! Site yönetimi bunları nereye kadar önleyebilecek?!


YATAĞANBABA YAYIN & DAĞITIM 13.08.2008 - HABER NO:2331/28                   
HURŞİT ÇAKIR: Karaduman'a Sahnede Cevap Vereceğim!

hur_it_video_kopie.jpg"Bir Barış Manço Derneği İstanbul Sorumlusu" imzasıyla Yatağanbaba'nın "Türk Kültürü'nün Karbon Kâğıdı / Barış Manço Destanı" kitabının tanıtımının yapıldığı siteye "bu adam böyle bir şey yapıyorsa (Barış Manço hakkında kitap yazıyorsa) falancalara bilgi vermeli, kitabını göndermeli" diye yazan, Yatağanbaba'ya akıl veren / kontrol altına - güdümüne almaya çalışan Gökhan Karaduman adlı kişinin, bir de kitabın reklamının yapıldığı sayfaya "bu adam adam degildir" der gibi "telefonda konustum da sicak bulmadim" demesi, Piyasadaki Barış Manço kitapları 10-20-30 lira iken, Yatağanbaba'nın Barış Manço ile ilgili yazdığı kitaba 5 lira fiyat koymasına rağmen "Yatağanbaba'yı Barış Manço'nun ticaretini yapmakla itham etmesi" yani ortada fol yok-yumurta yok iken Yatağanbaba'yı karalamaya kalkışması, Barış Manço hayranları arasında şok etkisi yarattı. Yatağanbaba iki gundur site ziyaretçilerinden gelen e-postalara cevap vermeye, gelen telefonları yanıtlamaya çalışıyor. 

> KARADUMAN: YATAĞANBABA GİBİ "HER ÖNÜNE GELEN" BARIŞ MANÇO KİTABI YAZIYOR!

     Ve meselâ Yatağanbaba'nı bugun öğle saatlerinde Çınar'da tesdüfen karşılaştığı Hurşit Çakır, gelişmelerden çok rahatsız. Çünkü Karaduman'ın iki gündür "siz nasıl olur da Barış Manço hakkında yazdığınız kitabı göndermez ve bizi bilgilendirmezsiniz" demeye gelen ve Yatağanbaba'ya yazdığı e-mektupta "sizin gibi her önüne gelen Barış Manço hakkında kitap yazarsa ve bizi bilgilendirmezse..." bile diyen Karaduman'ın lafları Hurşit Çakır'a göre "aslında kendisine edilmiş laflar"... 
     Çünkü kitap çıktığında kitabın kimlere / nerelere gönderileceğini Hurşit Çakır belirlemiş ve posta parasını da cebinden vererek gerekli gördüğü kişilere kitabı ulaştırmıştı. Hurşit Çakır konu hakkında "Bu Karaduman her kimse, haddini bilmeli, o daha kısa pantalon bile giyemezken biz 'Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'yı söylüyorduk, önümüzdeki hafta Çardak'da Grup S.İ.S olarak konserimiz var, ben Karaduman'a cevabımı sahnede vereceğim" dedi...



YATAĞANBABA YAYIN & DAĞITIM 09.08.2008 - HABER NO:2329/26                        
BMD: Barış Manço Derneği'nden Yatağanbaba'ya Karalama!

bmderne_i_karbon_ka__d_.jpg     Barış Manço'nun Abisi Savaş Manço'dan sonra, Barış Manço adına kurulan bir Dernek de Yatağanbaba'nın aleyhine açıklama yaptı. 
     Barış Manço'nun Abisi Savaş Manço, Yatağanbaba'nın yazdığı ve 2005 yılından beri fırtınalar koparan, orjinal adıyla "Barış Manço ve Avrupa Birliği / Fransa ile İkili İlişkilerimiz Bozulur" yaygın adıyla "Barış Manço'nun Canlı Yayın'da Küstah Fransız Spikere Verdiği Ders" olarak bilinen yazısı hakkında "Bu yazı Türk Ordusu'nu karalamak için yazıldı ve bunun için de Barış Manço kullanıldı" diyerek, aklın ve vijdanın kavrayamayacağı bir hakaret etmişti. Sonradan yaptığı açıklamada ise "Yazının Yatağanbaba'ya ait olduğunu bilmiyordum, bilseydim böyle yazmazdım" dedi. 
     Şimdi de Barış Manço adına kurulan ve tam adı "Barış Manço 7'den 77'ye Dolu Dizgin Barış ve Sevgi Derneği" olan derrneğin bir yetkilisi Yatağanbaba için çok ucuz ve de insafsız bir açıklama yaptı. Derneğin İstanbul Sorumlusu olduğunu söyleyen ve Gökhan Karaduman adını taşıyan kişi, Yatağanbaba'nın kardeşi Ahmet Yatağanbaba tarafından "Türk Kültürü'nün Karbon Kâğıdı / Barış Manço Destanı" kitabının tanıtımının yapıldığı siteye şu yazıyı yazmış: 
     Bu kişi böyle bir kitap yapıyorsa önce bir hatra binaen aramadı sormalı, belirli kişilere birer kitap yollamalı , okumadım çünkü yazar ile bir kez telefonda görüştüm sıcak bulmadım. 
     Bu nasıl bir küstahlıktır, bu nasıl bir cürettir! "Belirli kişilere Yatağanbaba kitabını yollamalıymışmış!" Neden? O kişilerden icazet / izin almak için mi? Ne demek "hatıra binaen"... BARIŞ MANÇO SİZİN TEKELİNİZDE Mİ? Kimsiniz siz? Yatağanbaba yazdığı kitabı kime göndereceğini size mi soracak? "Böyle böyle yapmalı" gibi küstahça bir sözü siz nasıl söylersiniz?
     Bir de oraya "kitabı okumadım" diye yazmış? Sana kitabı okuyup-okumadığını soran mı oldu? 
     Üstüne üstlük bir de "telefonla konuştum sıcak bulmadım!" da demiş! Vah vah! Yatağanbaba ne kadar üzülmüştür kim bilir, "Karaduman adlı kişi kendisini sıcak bulmamışmış" diye! Bu nasıl bir terbiyesizliktir, bu nasıl bir karalama girişimidir böyle? Kitabın tanıtımının yapıldığı sayfaya böyle bir şey yazmak delikanlılık mıdır? Kime kimi ispiyonluyor, kimi kimlerin gözünden düşürmeye çalışıyorsunuz? Siz Allah'tan da mı korkmuyorsunuz? Türkiye'de yayınlanan Barış Manço kitapları içinde "3.Baskı"sı yapılabilmiş "tek kitap" olan ve 10'a yakın Üniversite'nin bir biçimde gündeminde olan "Türk Kültürü'nün Karbon Kâğıdı / Barış Manço Destanı" kitabından ve yazarından bahsediyoruz? Sizin zorunuz ne? Sizin derdiniz ne? 
     "Dağı Aşan Deve: Barış Manço" kitabı yayınlandığında, o çamur atıp adını karalamaya çalıştığınız Yatağanbaba, "Türkiye'de Barış Manço hakkında ikinci defa kitap yazan tek yazar" olacak! Sizin "emeğe" de mi saygınız yok?! 
     Bu Karaduman adlı kişi Yatağanbaba'yı ne zaman aramış? Ne konuşmuşlar da Yatağanbaba kendisine soğuk davranmış? Ne malum belki de Karaduman aptal-saptal şeyler söyledi de Yatağanbaba soğuk davrandı. Belki de çok güzel şeyler söyledi ama Yatağanbaba'nın canı sıkkın bir anıydı... Her neyse, oradaki 1 veya 2 dakikalık bir konuşmadaki izlenimi "internet" gibi yüzlerce-binlerce insanın okuduğu bir yere yazmanın anlamı ve gereği ne? 
     Üstelik bu kitap çıktığında, Denizlili Müzisyen Hurşit Çakır, posta masrafını da cebinden karşılayarak bu kitabı bir sürü yere / kişiye gönderdi. Kurtalan Ekspres'den Bahadır Akkuzu'ya, Moğollar'dan Taner Öngür'e kadar. Sonra da kendileriyle kitap hakkında telefonla da konuşuldu, bunları sitemizden de yayınladık. Kitabın Yazarı Yatağanbaba bu kitabı bir Allah'ın kuluna bile göndermedi. O işlere Hurşit Çakır bakıyordu. Demek ki ya sizi veya kast ettiklerinizi "kitabı göndermeye layık bulmadı" ya da tanımıyordu. Bu kadar basit! 
     Bu Gökhan Karaduman adlı kişi eğer Yatağanbaba'dan küçükse, ona bir abi tavsiyesi: Sonradan pişman olacağın sözler söyleme. İnsanlar hakkında hele hele tanımadığın insanlar hakkında aleyhte yazı yazarken dikkatli ol, altında ezilirsin! 
     Yatağanbaba'yı asıl çıldırtan Karaduman adlı bu kişinin düşüncesiz / cahilce davranışı değil. Yazıyı yazdığı yerin sol tarafında adı geçen Barış Manço Derneği'nin "logosu" var. Karaduman bu yazdığı yazıyı da derneğin "İstanbul Sorumlusu" diye imzalamış. Yani okuyan bunu sanki adı geçen "Barış Manço Derneği'nin açıklaması / düşüncesi" gibi anlayacak... Bu resmen bir "zulüm"dür! Taktiri Barış Mançoseverlere ve Karaduman'ın -eğer varsa- vicdanına bırakıyoruz. 
     Barış Manço konusunda kimse kimseye artistlik yapmasın. Varsa üretebildiği bir değer ortaya koysun. Ben Karaduman ve o adı geçen Derneğe başarılar diliyorum. Kendilerinden şahsıma bir şey beklemiyorum, gölge etmesinler / çamur atmasınlar / bilip-bilmeden konuşmasınlar yeter! 
     Barış Manço Derneği Logosu'ya birlikte yapılan bu "akıl ve mantığın ve de vicdanın sınırlarını darmadağın eden" küstahlığı okumak isterseniz tıklayın: http://www.plaknet.com/turk-kulturunun-karbon-kagidi-baris-manco-destani-t-8862.html

Önceki tartışmaları ise şu siteden takip edebilirsiniz: http://plaknet.com/-gokhan-karaduman-adli-kisinin-kustahligi-t-9118.html

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol