-
  Elestiriler-3
 

HALKIN YÜKSELİŞİ PARTİSİ DENİZLİ İL BAŞKANLIĞI 08.06.2008 - HABER NO:2275/15
E-POSTA: SERDAR BAYRAM (ALMANYA)
YHA: Yatağanbaba'nın Amacı HYP'nin Toparlanması!

yha_yanlislik_serdar_kopie.jpg     HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın HYP ile ilgili yaptığı özeleştiri için "vuruşarak çekil" denmesine HYP TDÇK Başkanı Serdar Bayram tepki gösterdi. E-mektubu şöyle: 
     Murat Abi senin gibi düsündügünü söyleyen dogru gördügünü söyleyen ve dogru isler yapan birine Hyp nin ve Türkiye Politikasinin cok ihtiyaci var, o yüzden bence bu konularda herkez aciklama yapmasin ( yok vurusarak cekil yok nebiliyim ne ) benim Hursit Cakirlan bir alip veremedigim yok oda Abimdir ama bence biraz yanlis bakiyor olaylara... Çünkü
Yataganbaba vurusarak cekilmeyi istemedi Partideki yanlislarin düzeltilmesini istedi... 

YATAĞANBABA'NIN CEVABI:
     Bu tartışmalardan sıkıldım. Bundan böyle açıklamamla ilgili yorumları yayınlamayacağım. Olay ortadadır. Hurşit Çakır'ın yorumlarına yer vermemin sebebi, onun gibi düşünenlerin çok olmasıdır. Çünkü HYP için "Yaşar Nuri Öztürk'ün tek kişilik partisi" diyen onlarca insanla karşılaşıyoruz her gün. Ben / biz bu HYP'nin "tek kişilik parti" imajının değişmesi için yapılması gerekenleri "resmi rapor" halinde Genel Başkanımız'a gönderdik ve özetle "biz bu partiyi hazır bulmadık, sıfırdan yarattık, zamanımızdan, paramızdan ve bazen de sağlığımızdan olduk, onun için herkes aklını başına toplasın ve yapacağı işi düzgün yapsın" dedik. 

> HYP'NİN "TEK KİŞİLİK PARTİ" İMAJI:
     Maalesef durum bu. Hatta Moğollar'dan Taner Öngür "HYP'yi tek kişilik Yaşar Nuri Öztürk Partisi sanıyordum meğer bir de Yatağanbaba varmış, iki kişilik partiymiş" bile dedi. Bu bizim / HYP'nin bazı şeyleri yanlış yaptığımızın göstergesi. Bunu düzeltecek olan da yine biziz / HYP, fakat bu yönde bir gayret yok. 
     Bundan sonra bu özeleştirimle ilgili yapılan yorumları sitede yayınlamayacağım, bu işi sümük gibi uzatmanın anlamı yok! Yaptığım Allah'ın ve Millet'in önünde, "resmi rapor / evrak" yazmışım, karşılığı da "resmi cevap / evrak"tır. İstifamı o "resmi evrak"tan sonra vereceğim veya devam edeceğim. Canan Öztürk'ün telefonundan sonra "duygusal" davrandım ve "bu iş bitti" diye acele tepki verdim. Fakat siyaset "duygu" kaldırmıyor, "profesyonel" duşunmeliyiz, ben bu partiye Canan Öztürk veya bir başkası için değil, "Yaşar Nuri Öztürk var" diye girdim. Fakat özeleştiri yaptığım o "resmi evrak"a cevap gelmezse, Yatağanbaba'dan kimse eski temposunda çalışmasını beklemesin. Çünkü "at çok terledi"... Bu ne mi demek? Anladınız siz onu!

> SİYASETİN NAMUSUNU KURTARDIM!
     Ben Denizli'de ve Türkiye'de "siyasetin namusunu kurtardım", siyasetin Genel Başkan'a ve onun yakın çevresine "yalakalıktan ibaret olmadığını", adam gibi siyasetçinin kendi partisini de eleşirmesi gerektiğini, sürekli böbürlenmenin Millet'e yalan söylemek olduğunu gösterdim. Henüz beklediğim o "resmi cevap" iki haftadır gelmese de, ben de iki haftadır düşünüyorum. Şu an geldiğim nokta şu: "Protestomun / özeleştirimin arkasında durarak ve dediklerimin / raporumun icabı yapılıncaya kadar HYP etkinliklerine katılmama kararımı koruyarak" bekleyeceğim. Bu karara varmamada üçünün de yaşı 22 olan özkardeşim Ahmet Yatağanbaba ile manevi kardaşlerim Osman Turan ve Serdar Bayram'ın yazdıkları etkili oldu. Mevcut Türk Siyaseti bu üçüne "çoluk çocuk" deyip dönüp bakmaz bile ama ben bu üçüne değer veriyorum. Türkiye ve siyaset bir yere gelecekse bu "çoluk-çocuk" diye itilip-kakılan genç kardeşlerim sayesinde gelecek. Siyasetin mevcut dinazorları / fosillerinin benim gözümde bit kadar değeri yok! Fakat bu üçünün düşünmesi gereken de şu: Bu işten böyle soğutulmuş Yatağanbaba'nın Türk Siyaseti'ne ne gibi bir etkisi / katkısı olur? Hurşit Çakır'ın kızgınlığı da -her ne kadar şu an aramız soğuk olsa ve görüşmesek de- beni daha önceden tanıdığından ve ona göre "değerlendirilmek" yerine "harcanmamdan" korktuğu için... 
     Yoksa ben aklımı beynir-ekmekle mi yedim, Yaşar Nuri Öztürk'le her karşılaşmamızda bana verdiği değer, söylediği övgü dolu sözlere bütün partililer şahit. Böyle bir konumdayken neden böyle bir işe kalkışıp da bindiğim dalı keseyim!? Hurşit Çakır'ın partili bile olmamasına rağmen isyanı buna! Ki Hurşit Çakır -bana gıcık gelen tarafları olsa da- Türkiye'nin yetiştirdiği entellektüel insanlardan biridir. Fransa'da da Üniversite okumuştur, hem Avrupa'yı hem de Türkiye'yi bilir. Bir şey söylüyorsa kulak vermek gerekir.

> HYP YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'Ü TAŞIYAMIYOR!
     Söylemek ne kadar doğru bilemiyorum ama şunu da düşünüyorum: "Yaşar Nuri Öztürk" gibi bir kafayı / beyni, "Halkın Yükselişi Partisi" adlı bu kol ve bacak yani bu gövde taşıyamıyor! Bu raporu hazırlarken amacım bu "HYP Gövdesi"ni "Yaşar Nuri Öztürk" gibi bir kafayı taşıyabilecek hale getirmekti ama iki haftadır olanlar gösteriyor ki o kol ve bacakların "badi salonu"na gidip kaslarını geliştirmeye niyeti yok! Bu kol ve bacaklarla daha kaç adım atabiliriz? Nah şuraya yazıyorum: HYP o badi salonuna girip kol ve bacak kaslarını geliştirmezse, sandık 1000 defa da bu Millet'in önüne konsa Recep Tayyip Erdoğan gibiler 1000 defa o seçimi kazanır!
     ÖZET: Canan Öztürk'ün hakaretleri ve telefonu yüzüme kapatmasına rağmen Ahmet Yatağanbaba, Osman Turan ve Serdar Bayram'ın isteği üzerine Yaşar Nuri Öztürk'ün ne diyeceğini bekleyeceğim. Her ne kadar o raporun, mektubun ve kitaplarımın bile Genel Başkanımız Yaşar Nuri Öztürk'e ulaştırıldığından kuşkum olsa da.




HALKIN YÜKSELİŞİ PARTİSİ DENİZLİ İL BAŞKANLIĞI 08.06.2008 - HABER NO:2274/14
AKİSHABER: Yatağanbaba'nın İstifası Ençok Okunan 1.Haber!

akishaber_encok_elestiri_1_250.jpg     HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın, parti içindeki problemleri anlatan "resmi rapor" yazip HYP Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk'e göndermesi / görevinin başındayken kendi partisini de eleştirmesi, Türkiye'deki siyaset kültüründe rastlanmamış bir şey olması bakımından halkın ve basının gündemine bomba gibi düştü.
      Zaman Gazetesi de dahil ulusal basın tarafından da aranan Yatağanbaba "amacım kendi partimin de özeleştiri yapması ve 22 Temmuz öncesindeki gibi çalışabilmesi için toparlanması" dese de basına göre Yatağanbaba HYP'yi bırakacak! 
     Nitekim akishaber sitesi Yatağanbaba'nın bu özeleştirisi için "gidecek / bırakacak" da değil "gitti" diye haber yaptı. Yatağanbaba diğer partilerce de takdir edilen HYP ile ilgili çalışmaları ile gündemdeyken böyle bir açıklama yapması "Günün Ençok Okunan 1.Haberi" oldu. Yatağanbaba'nın yaptığı özeleştiriyi okumak için tıklayın:
http://tarimticaret.blogcu.com/17824121/


HALKIN YÜKSELİŞİ PARTİSİ DENİZLİ İL BAŞKANLIĞI 07.07.2008 - HABER NO:2306/04
YHA: HYP Denizli Parti Büro'su Kapatılıyor!

raf_kopie.jpg    Halkın Yükselişi Partisi (HYP) Denizli İl ve Merkez İlçe Teşkilatları Büro'su, kapatılıyor. 
     HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın şahsi gayretleriyle kiralanan ve bugüne kadar açık olan parti bürosuna,  1 yıldır 6 partili  toplam 17 defa geldi. Partililerin bile uğramaya tenezzül etmediği bir parti bürosunun açık kalmasının bir anlamı yok. 
     İl Başkanı Yatağanbaba parti bürosunun birikmiş üç aylık kira ve aidat borcu olduğunu, işyeri sahibinin de % 40 zam istediğini, HYP üyelerinin de uğramadığı bir büronun kahrını daha fazla çekmeyeceğini açıkladı. Yatağanbaba HYP'nin çoğu ilde parti binası bile olmamasına rağmen, HYP Bayrağı'nı Denizli'de indirmemek için 5 defa parti bürosu kiraladığını ama artık HYP için herhangi bir girişimde bulunmayacağını söyledi. 
     HYP'nin problemleri ile ilgili gönderdiği rapora 2 aydır bir cevap verilmemesi ve rapordaki hiçbir şeyin icabının yapılmamasının, "beğenmeyen gider, biz yerine nasıl olsa bir başka enayi buluruz" anlamına geldiğini söyleyen Yatağanbaba, "HYP Yönetimi Denizli'yi sildi veya adam yerine koymuyorsa, ben de onları koymuyorum" dedi. 
     Yatağanbaba PTT'ye başvurup telefonunu evine aktaracak, bilgisayar, yazıcılar ve interneti de dahil, parti için kullandırdığı 3.000 YTL'lik bütün şahsi eşyalarını da evine götürecek ve kiranın bitiş tarihi olan Eylül 2008'e kadar parti bürosunu tamamen boşaltacak ve parti için yeni bir yer de kiralamayacak. 
     HYP Denizli Bayrağı'nın indirilmesini sağlayan herkesin gözü aydın.



YATAĞANBABA MENAJERLİK & ORGANİZASYON 04.07.2008 - HABER NO:2305/03
YHA: Yatağanbaba Denizli'yi Terk Ediyor!

kefe_yaylas__kopie.jpg    Yatağanbaba darmadağın olan sinirlerini, bozulan konsantresini düzeltmek için Denizli'yi terk ediyor. 
     Yatağanbaba HYP'de yaşananları kabullenemediğinden hiçbir işini yapamıyor, çünkü çalışamıyor. İşlerine dikkatini veremeyen ve en ufak şeylere bile sinirlenmeye başlayan Yatağanbaba, buna sebep olanlara "Cehennemin dibine kadar yolunuz var" deyip dağa çıkacak. 
     Denizli Yatağan Kasabası'nın Kefe Yaylası'nda çadır kuracak olan Yatağanbaba, diğer HYP'liler gibi bacaklarını uzatıp çekirdek çitleyecek! 
     Yarın Yatağan'a gidecek olan Yatağanbaba, oradan da Kefe Yaylası'na geçip çadır kuracak. Pazar günü dağda yatacak olan Yatağanbaba Pazartesi günü Denizli'ye dönecek. 

> "ZÜLKARNEYN" ve "ACİZ KARGA PSİKOLOJİSİ!"

     Denizli'ye döndüğünde haftaiçi yayınlanacak olan 8.Kitabı  Atatürk'ün Cihadı / "Davar Sürüsü"nden "İnsan" Olmaya Geçiş: Cumhuriyet kitabıyla birlikte poz verecek, bir türlü konsantre olup tamamlayamadığı "Dağı Aşan Deve: Barış Manço" adlı 9.kitabını kitabını tamamlayıp matbaaya teslim edecek, HYP'nin kongre evrağını (HYP'lilerden "inşallah" toplayabilip) Valiliğe verecek, HYP Denizli Propaganda'dan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Yunus Selek'in "Yecüc-Mecüc Çıktıysa Zülkarneyn de Çıktı" ile HYP Denizli Merkez İlçe Başkanı Candemir Serçe'nin "Aciz Karga Psikolojisi" başlıklı yazılarını basın açıklaması haline getirip HYP Denizli adına basına servis yapıp, tekrar Yayla'ya dönecek. 

> SUSMAK DA BİR MESAJDIR!

Almanya'ya ailesinin yanına gittiği Nisan 2005'den beri 1 gün bile tatil yapmadan çalışan Yatağanbaba artık dinlenecek ve susacak. Çünkü bazen "susmak da bir mesajdır", Yatağanbaba'nın neden sustuğunu anlamayan ebleh / öküz takımı, neden konuştuğunu zaten anlamaz.
     Yatağanbaba bundan böyle Denizli'ye haftdada 1 veya 2 gün uğrayacak. Yaylada olduğu zamanlar cep telefonunu da kapatacak. 

> YUNUS SELEK ve CANDEMİR SERÇE BOŞLUĞU DOLDURABİLİR!

     Kafasına şapkasını geçirip "satmışım anasını ben bu dünyanın, Tayyip Türkiye'nin anasını bellerken, HYP'liler ağzını açıp bön bön baktıktan sonra" türküsünü söyleyecek ve çamların alatında bacaklarını uzatıp / çelip çekirdek çitleyecek. Çünkü; ikiyüzlü, sahtekâr, şerefsiz, yalancı, sütübozuk ve yavşak takımının suratını görmeye artık tahammülü yok. Ha, HYP'nin iki cefakâr üyesi Yunus Selek ve Candemir Serçe bir şeyler üretirse memleket adına, Yatağanbaba HYP Denizli adına onları yayınlayacak. Bu ikisi Yatağanbaba'dan daha az vatansever değildir, sadece Yatağanbaba'nın ünü ve karizması yüzünden -kendi istekleriyle ve saygılarından- geri planda kalıyorlar. Yatağanbaba'nın yokluğunda bu ikisinin ve diğer HYP'lilerin boşluğu dolduracağını umuyoruz, kolay gele... 

> "ÇIKMAZ AYIN SON PERŞEMBESİ" TEKRAR GÖRÜŞMEK ÜZERE!

     Yatağanbaba'nın ne zaman döneceğine gelince: hazırladığı raporun HYP Üst Yönetimi tarafından icabı yapıldığında, HYP Denizli üyeleri "ağzından konuşup" elini cebine atıp aidatlarını ödediğinde, yani çıkmaz ayın son Pereşembesi'nde, o vakte kadar Yatağanbaba'ya müsaade... (Yolunuz Kefe Yaylası'na düşerse ve ziyarete gelmek isterseniz, çekirdek getirmeyi unutmayın!)



HALKIN YÜKSELİŞİ PARTİSİ DENİZLİ İL BAŞKANLIĞI 02.07.2008 - HABER NO:2304/02
CEP MESAJI: HYP GENEL MERKEZİ (ANKARA)
YHA: HYP Genel Merkezi'nin Evlere Şenlik Kandil Mesajı!

hyp_genmrk.jpg     HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın "HYP içindeki / iletişimsizlik / kopukluklar"dan dert yanmasına son örnek geçen gün yaşandı. 
     Herkes de bilir ki HYP Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk'ün ömrü "hurafelerle mücadele" ile geçmiştir. Millet'e anlattığı bu hurafelerden biri de "3 Aylar" ve "Kandiller"dir. (Örnek olarak "İslâm Nasıl Yozlaştırıldı / Vahyin Dininden Sapmalar, Bidatlar ve Hurafeler" kitabını okuyabilirsiniz.) Fakat ne hikmetse dün HYP Genel Merkezi'nden Millet'in cep telefonlarına "Kandiliniz mübarek olsun" diye mesaj gönderildi. 
     Bu mesaj hem de 2 defa gönderildi. İlki HYP Gen.Bşk.Vekili Yaşar Okuyan, ikincisi ise HYP Gen.Bşk.Yaşar Nuri Öztürk adına
     HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın merak ettiği şu: Yaşar Nuri Öztürk ömrü boyunca "hurafe" dediği bu 3 Aylar'ın veya Kandil Geceleri'nin artık hurafe olmadığına mı inanıyor? Bunun cevabı belli: Hayır! 
     Peki bu mesaj ne o zaman? Gayet basit! Ne HYP Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk'ün HYP Genel Merkezi'nin yaptıklarından, ne de HYP Genel Merkezi'nin HYP Gen.Bşk.Yaşar Nuri Öztürk'ün görüşlerinden haberi var! Yani kim kime dum duma. Üstelik bu kandil mesajı ilk defa da gelmiyor. 
     HYP Genel Başkan'ın avazı çıktığı kadar bağırıp, koca koca kitaplar yazıp, ekranlardan yüzlerce defa söylediği "3 Aylar ve Kandiller hurafedir" açıklamasına rağmen HYP'nin Genel Merkezi "hurafenin propagandası"nı yapıyor ve Millet'in cep telefonuna hem de Genel Başkan'ın adına Kandil mesajı gönderiyor! Allah'ım sen aklımı koru!!! 
     HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba, HYP'nin bu tutarsızlıkları / iletişimsizlikleri / kim kime-dum dumalıkları ile ilgili HYP Gen.Bşk.'na "resmi rapor" gönderdi ama 1,5 aydır bir cevap gelecek veya raporun icabı yapılacak. Anlaşılan o ki, bu rapor ne okundu ne de bir cevap gelecek. Büyük ihtimalle çöp tenekesine atılmıştır. O raporun icabı yapılmayacaksa, o zaman alın bu "dünyadan ve kendi Genel Başkanı'ndan bile haberi olmayan HYP Genel Merkezi ile" Türkiye'yi yönetin de görelim!




HALKIN YÜKSELİŞİ PARTİSİ DENİZLİ İL BAŞKANLIĞI 02.07.2008 - HABER NO:2303/43
E-MEKTUP: CANDEMİR SERÇE (DENİZLİ)
Yatağanbaba "Dava Adamı"ysa, Siyasetten Çekilemez!

murat_candemir_bkk.jpg     HYP Denizli İl Başkanı Yatağanbaba'nın "HYP'den ve siyasetten soğuduğunu açıklaması"na, HYP Denizli Merkez İlçe Başkanı Candemir Serçe'den tepki geldi. Serçe'nin e-mektubu şöyle: 
     Sevgili Kardeşim Murat! 
     Hayırdır, ne oluyorsun? Sen "Dava Adamı"ysan, her zorlukta "yorulma ve çekilme", "aman canım" deme zamanı değildir. Bizim davamız "inandığımız bir dava"dır. Bu dava için "bütün çabalar boşa çıkıyor" diye düşünmek, tamamen "aman bencilik"tir, gerisi boştur! 

YATAĞANBABA'NIN CEVABI:
"Bu Laflara Karnım Tok!"

     Benim bu laflara / edebiyata karnım tok! Ben İl Başkanı'yım sen Merkez İlçe Başkanı'sın! Seçimden bu tarafa biz seninle sadece 3 defa bir araya geldik. Biri sana 10 defa telefon açtıktan sonra kara zorla bir yarım saatlik görüşme, ikincisi kongrede, üçüncüsü de Tuncay Özkan Denizli'ye geldiğinde. 12 ayda iki Başkan toplam 3 defa bir araya gelecek ve bu ikili "dava peşinde koşan Dava Adamları" olacak. Bu yalandır! Biz "Dava Adamı" iddiasını taşımayı hak etmiyoruz, çene çalıyoruz. Bugün Temmuz 2008'dir, biz daha halâ Şubat ve Mart aylarında yaptığımız kongrelerin evrağını bile Valiliğe teslim edemedik. Hangi "Dava Adamlığı"dır bu? "Vurdumduymaz" olan Yatağanbaba mı, yoksa teşkilat mı? "Dava Adamlığı" ciddi bir iştir, HYP Denizli Kongresi'ni kaç kişiyle yaptık çok iyi biliyorsun! 

> AYLIK 75 YTL İLE "DAVA ADAMLIĞI" MI OLUR?

2006'nın Parti Bürosu kiralarını ödeyemediğimizi ve bu yüzden halâ ikimizin peşinde iki ayrı icra dosyasının olduğunu da çok iyi biliyorsun! Şimdi bu Kongre evrağı zamanında verilmediği için Partiler Kanunu'na göre mahkemeye verileceğiz ve de teşkilatta yer alanlar yaklaşık 3.000 YTL.ceza ödeyecek. İster teşkilataki herkes istifa etsin ve HYP Denizli Teşkilatı kapatılsın, değişen bir şey yok, kanuna göre para cezasını "İl ve İlçe Yönetimi'nde yer alanlar" ödeyecek. Ödenmemesi durumunda icra partiye değil, yönetimdekilerin evlerine gelecek. Beni saymazsak Yunus Selek'in 25, Zühtü Güven'in de 50 YTL aylık katkısı, toplam 75 lira bütçemiz var. Bununla bir Parti Teşkilatı nasıl ayakta durur? Koca Denizli'den çıka çıka 75 lira çıkınca taa Almanya'dan Serdar Bayram'dan (22 yaşındaki çocuktan) 50-100 euro ne gönderirse almak zorunda kalıyoruz. Bütün bunlar ortadayken sen hangi "Dava Adamlığı"ndan bahsediyorsun? Yarın evlerimize icra gelip eşyaları götürdüğünde görürüm ben bu "Dava Adamı" edebiyatlarını? Sen bu edebiyatları bırak, önce şu kongre evrağını topla, teşkilatından aidatları topla ve sana yüz defa dediğim gibi İl Başkanın'la yılda 3 defa değil, düzenli olarak görüş ve beraber bir politika hazırla, bunlar yapılmadıktan sonra asıl "aman bencilik" budur ve de gerisi boştur, "Dava Adamlığı" gibi süslü laflar bu gerçeği değiştirmez! 

> DENİZLİ'DE "TEŞKİLAT" KÂĞIT ÜZERİNDE!

HYP Denizli'de yer alanlar "ağzından konuşsa" ben bütün teşkilatın masrafını tek başıma da öderim ama bu kendimi ve seçmeni kandırmaktan başka bir işe yaramaz! Eğer ki bu "TEŞKİLAT"sa, "Teşkilat gibi" işini yapmalıdır. Her şey Yatağanbaba'nın üstüne yıkılsın ondan sonra güya Denizli'de "HYP Teşkilatı" olsun! Denizli'de "Parti teşkilatı meşkilatı yoktur", teşkilatta yer alanlar bana "yalan" söylemiştir, vereceğiz dedikleri "aylık 1 LİRA'YI BİLE" VERMEMEK İÇİN 50 takla atmışlardır. Şu siyasete girip de bu partiyi Denizli'de teşkilatlandırdığım güne de, bana yalan söyleyip aylık 1 lirayı bile vermemek için partiye bile uğramayanların da Allah belâsını versin, o güne de o insanlara da lânet olsun! 

> BİZ TAYYİP ERDOĞAN'LA GÜREŞEMEYİZ!

Bu Millet ve bu HYP'nin İller'deki Teşkilatları, bu kafada olduğu sürece Tayyip Erdoğan gibilerin bu ülkede borusu her zaman öter, biz de burada "Dava Adamlığı" geyiği yaparız! "Dava Adamlığı" denen onurlu duruş, "seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" şarkısını söyleyerek kazanılmıyor, bu davaya aşık olan 7 gün 24 saat bu işin içinde olur, evine ekmek götürmez ama gene de aidatını öder. Var mı ödeyen? Görürsem söylerim!!! 
     Zaten niye ödesinler ki, nasıl olsa İl Başkanı'nın Suudi Arabistan'dan gelen "altın yüklü" Deve Katarları var, o nasıl olsa halleder, Yatağanbaba Aslandır, Kaplandır, Dava Adamı'dır, kim tutar onu, yürü be koçum, memleketi Yatağanbaba kurtarır! Ver gazı!!! Daha önce verdiğim cevabı tekrarlıyorum: AT ÇOK TERLEDİ! Ben bu "sahtekâr", "yalancı", "ikiyüzlü" Seçmen ve HYP Teşkilatı'na artık acımıyorum. Tayyip Erdoğan değil Türkiye'yi bunların topunun anasını da satsa umurumda değil, çünkü buna müstehak... O senin bahsettiğin "damarlarımızdaki asil kan"a, çoktaan "su / döl" karıştı! Bu su / döl Amerikalı'nın mı İngiliz'in mi Ermeni'nin mi tahlilini merak eden yapsın! 

> HYP OLARAK "DAVAMIZI" SATTIK!

     Özet: "Dava Adamlığı"ndan uzaklaşan Yatağanbaba değildir, onu yalnız bırakan ve HYP'ye vereceği aidatı vermemek için partiye bile uğramayan ve evinde televizyonun karşısında bacaklarını uzatıp HYP'ye vereceği parayla aldığı çekirdeği çitleyenlerdir, bu böyle biline!!! 
     Demek istediğim şudur: Bu Denizli Teşkilatı ve HYP'nin diğer şehirlerindeki teşkilatlar, "teşkilat / adam gibi" Türkiye için didinir ve siyaset yaparsa, biz gerçek "Dava Adamları" oluruz! Aylık 1, 10 veya 20 lirayı bile bu "Dava" için vermeyen bizlerden "Dava Adamı" değil, olsa olsa "Tayyip Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürücüler" yani "hain" olur, hem de "DAVASINI PARA İÇİN SATAN HAİN! 
     Ben bu "hain takımı"nın tutumu ortadayken çıkıp da Millet'e "Türkiye'yi biz yönetiriz / düzeltiriz" diyemem, biz "ağzından konuşanlar" sayesinde teşkilatı yönetmekten aciziz çünkü!!! 
     Nedir bunun çaresi? HYP Denizli Teşkilatı ve üyeleri teşkilatlarına aylık 1.000 YTL verirse, ben o zaman anlarım ki bunların aklı başına gelmiş ve yanlıştan dönmüşler, bu olmadı mıydı, Tayyip Erdoğan ve tayfası bizim "biz 'Dava Adamı'yız" sözümüze kıçıyla güler! Gülmekte de haklıdır, çünkü "Dava Adamıyız" diyenler "bu Dava'ya" aylık sadece 75 lira veriyorsa, Erdoğan'dan önce Yatağanbaba yani ben kendim gülerim... Lafla peynir gemisi yürümüyor, ben burdayım, HYP Denizli'nin "aidat ve bağış makbuzu" da burda! Hodri Meydan! Görelim hele şu "Dava Adamları"nı... 

> "DAVA ADAMLARI" HYP'DE DEĞİL, SP'DE!

     Davet edildiğim ve gittiğim Saadet Partisi Denizli İl Teşkilatı'nın Kongresi'nde öğrendim ki, SP Denizli'nin kasasına iki yılda 36.000 YTL para girmiş. Bunun 8.000 YTL'sini Genel Merkez göndermiş, 26.000 YTL'sini ise SP Denizli Üyeleri vermiş... Bizim iki yılda topladığımız üye aidatı ise sadece 5.000 YTL. Bunun Türkçesi şu: "Dava Adamları" onurunu ve hakkını taşıyanlar Saadet Partililer, biz Halkın Yükselişi Partisi o onuru ve hakkı taşımıyoruz. 
     Özetle Candemir Kardeşim, ben istifa etmeyeceğim, buradayım ama durumumuz da maalesef bu! "Allah hepimize aklımızı başımıza toplama, elimizi cebimize atma, bu işe gerçekten yüreğimizi koyma ve de Türkiyemizi Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal gibilerin elinden kurtamamızı nasip etsin"... Ben bu HYP Denizli Teşkilatı için elimden gelen herşeyi yaptım, şu anda Allah'a duadan başka bir şey yapamıyorum. 

> PABUCUMUN DAVA ADAMLARI!

     Aklıma Avrupa Yakası'ndaki Burhan Bey'in, Rock Müzik seven ve söyleyen çaycıya "pabucumun rockcısı" diye laf çarpması geliverdi birden. Ben de "pabucumun Dava Adamları" diyeceğim ama ayıp olur diye demiyorum. 
     "Dava Adamları'ndan oluşan" HYP Denizli'nin, "bu Dava'ya olan imanlarının kanıtı olarak", yaptıkları kongrelerin evrağını 6 aydır Valiliğe götürmemelerinden dolayı alacakları 3.000 YTL.'lik cezayı tahsil etmek için, İcra Memurları evlerimize icraya gelip eşyalarımızı götürdüğünde görüşmek üzere... 
     O zaman "pabucumun Dava Adamları" da diyemeyeceğim, çünkü bırak pabuçlarımızı, kıçımızdaki donlara kadar alacaklar. Ondan sonra ikimiz de donsuz kalınca, "iki çıplak bir hamama yaraşır", bu "Dava Adamlığı"nı hamamdaki muslukları mikrofon yapar ve "Türkiye'yi biz kurtarırız" diyerek yaparız. 
     "Bizim Dava'mız inandığımız bir Dava'dır" diyorsun Candemir Kardeşim! Bu doğru değildir. Senin nezdinde özelde HYP Denizli'ye, genelde de bütün HYP'ye söylüyorum: Böyle bir "Dava" vardıysa bile biz o Dava'yı "SATTIK" kardeşim... MYK'sı da, Genel Merkezi de, İl Teşkilatları da, Parti Sitesi de bu Dava'yı sattı... Bu birimler aklını başına toplar da 22 Temmuz öncesindeki HYP'yi yeniden canlandırırlar mı bilemem ama şu anki HYP'den ne köy olur ne kasaba! Kendimizi de Milleti de kandırmayalım! 

> HZ.MUHAMMED ve ATATÜRK HYP'YE / SURATIMIZA TÜKÜRECEK!

     Allah da şahittir ki, HYP'nin bu durumuna, öz çocuğum komaya girmiş gibi üzülüyorum! Halbuki o, yatakta yatalak olmayı değil, AKP'nin Din'i, CHP'nin Laikliği sömürüp toplumu kutuplaştırıp ikiye böldükleri şu zamanda, Genel Başkanımız'ın "Muhammed'le Mustafa'yı bütünleştireceğiz" projesini Millet'e anlatıp, Türkiye'nin ve Türk Siyaseti'nin tozunu attırıyor olması lâzım... Bu proje şu kutuplaşmanın olduğu zamanda gündeme getirilip de Millet'i yeniden kucaklaştıramazsa bir daha ne zaman kucaklaştıracak? "BOP'un Eşbaşkanı" olduğunu açıklayan Tayyip Erdoğan bu "Eşbaşkanlığı'nın icabını yapıp misyonunu tamamladığı zaman" mı? O zaman biz bu projeyi hayata geçiremeyiz, çünkü o "ajan / görevli" misyonunu tamamladığı zaman, Türkiye diye bir ülke dünya üzerinde olmayacak! Hz.Muhammed ve Mustafa Kemâl Atatürk de suratımıza tükürecek!
     Ne çok isterdim Atamız Atatürk ve Peygamberimiz Hz.Muhammed yüzümüze tükürmesin de hepimizin alnından öpsün!... Ama, -HYP bu kafada / bu uyuşuklukta / bu vurdumduymazlıkta olduğu ve toparlanıp adam gibi işini / siyasetini yapmadığı sürece- bu ikisi bu alınları VALLAHİ DE, BİLLAHİ DE, TALLAHİ DE ÖPMEZ!

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol